KORKU KÜLTÜRÜ…

Vakti ile Serv’i önümüze koyanların ve altına imza atıp hesaplarını gerçekleştirmek adına zafer sarhoşu devletlerin geçen bir asra yakın zaman halen bu hesapları beklentileri gibi sanırım vaktiyle misak-ı milli ile çizilen sınırlarımız için verilen mücadeleyi yok saymak.

Bizim bugün sınır ötesi taleplerimiz de anlaşılabilir pekala ama diğerlerinin cümleleri de o zaman kabul telakkisini hakeden bir eylem olmaz mı?

Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde yıllardır süren ve orada görev yapmış dostların devletin varlığını tartıştığı cümleleri unutmadan yeni heyecanlar aramak acaba nasıl izah edilebilir…

Yurtta sulh Cihanda sulh fikrini sanırım algıdanda uzaklaştık. Komşularımızda var olan mevcut durumun ikili ilişkilerimizden tutunda ticaretten sosyal hayata devletimiz için yarattığı sarsıntı acaba farkındalık yaratmıyor mu?

Artık toplumda cinnet boyutuna gelmiş şaşkınlık yaratan sapkın ruhlu fertlerle yaşamak kendimizden dahi emin olamadığımız bir çevrede yaşamanın ağırlığı üzerimizde maalesef.

Çocuk gelinleri yada küçük yaşta cinsel tacizlerinden dert yakınırken geldiğimiz gün itibariyle bebek tacizlerinden bahseden bir iğrenç zamanda nefes almak zorunda olmak.

Lütfen artık oynamayalım eğitim sistemi ile. Kalifiyesiz çapsız insanları makam ile adam yapmaktan vazgeçelim. Ağlarken bu kadar bitmişken bir şeyleri düzeltebilme şansımızı zorlayalım.  Geçmiş iftihar vesilesidir. Gelin küfretmeyelim.

Açarak o mübarek ağızlarınızı köprüte köprüte kin kusmayın, bölmeyin, ayrımcılık yapmayalım. Daha yaşanır bir memleket tasavvurunu bu kadar zorlaştırmaya çalışmayın.

 Küfür içinde olmak, bedenden büyük elbise giymek olmuyor işte. Ortak olmak istemediğimiz yarınların bekçiliği olmamalı hesabımız… 

Silahlanıyor memleket bir yandan da. Endişe büyük. Ve insiatif almak gerekir ve bunu toplumda yapması gereken örgütlenmelere büyük görev düşse de sanırım korku kültürünün hakim olduğu bir iklimde ne kadar mümkün bilmiyorum.

Güncelleme : 2016-10-23 19:03:02

ADEM KARA hakkında

Yeni-Yakınçağ Tarihi Osmanlı Kent Hayatı, Osmanlıda Yenileşme Hareketleri, Osmanlı Devlerinde Sosyal Yapı ve Göçler, Halkevleri...
Bu yazı Köşe Yazısı kategorisine gönderilmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir yanıt yazın