Bir merhabaydı ötesi olmayan,

Zaman geçti…

bir dipsiz kuyuya düşmek gibiydi

tek farkı bile isteye düştüğüm

Bir adım sonrası uçurum olan gerçeklik.

Seni affedecek cümleler bulmaktan yorulmuş

Görmezden gelinen bir hikayeyi yazarken

yok olmuş geleceğin başrolü idin.

Senaryosunu kaleme aldığın

Ve

Bir masalın her zaman giden misafiri gibiydin.

Masanın üzerinde yığınla geçmiş, iki kadehe eşlik ederken

Hayaller gözlerimden akan iki damla yaşı siler

Bilsen o kalabalık ama sessiz saatlerde,

ezberim seni kaç kez uğurlar yokluğuna.

Görmezden gelindiğimi bile bile

Çaresiz, manasız bakışlara eşlik eden uyanışlar

Ve yine masada iki kadehe selam durur yüreğim…

saçlarına sinmiş zater kokusu gelir aklıma

yine doldu heyulana eşlik eder ,

Lal olmuş, sağır kulgak

ve

Sinede bir ağırlık!

Saçlarımdaki beyazlara eşlik eden

Yüzümdeki çizgilerin şahitliğinde

veremediğimi biliyorum aldığım nefesi,

sıkışıyor bedenim…

Ağır gelir ya yalnızlığın sesi

Duvara çarpar cümleler,

İşte öyle bir vakitte

susarak bir ağıt yak gözlerime bakarak.

aslında bir şeyim yok, yorgunluğum dışında

Şimdi bir çay istiyorum

Demli olsun ama

zifiri ötesi

ve

Gözlerine bakarken birazda şans

Birlikte al şafağı görmek,/ İlk nefes olmak/ Renklerimden soyunmak,/ Yalan dünya uğruna kederler giyinip hüzünlenmek…

Şimdi gecenin sessizliğinde/ Tenim kadar tenha, /Avuç avuç hasret/ yalnızlığın yanlışlığını düzelterek, birleyerek bizi./ Aman aramızda boşluk kalmasın/ Göğsümün kuyusuna gözyaşları tel tel/ Ey can, bu kez kursağımızda kalmasın/ Yalnızlık boyumuzun ölçüsünü almasın…

Nar olmak Atilla İlhan dizelerindeki gibi/ dışımda bir ben görünürüm İçimde binlerce sen/ Sakın unutma emi./ Kendine olmayana tutulmak gibi işte/ Eksikliğine değil de tamamlayana eyvallah demek!/ Düşüyorum ha, aç ellerini cehennemden sıcak!

By ADEM KARA

Yeni-Yakınçağ Tarihi Osmanlı Kent Hayatı, Osmanlıda Yenileşme Hareketleri, Osmanlı Devlerinde Sosyal Yapı ve Göçler, Halkevleri...

Bir yanıt yazın

Scroll Up